24 Ocak 2013 Perşembe

Peçete Halkası ve Havlu

Eşimin kardeşi Tuba'nın çeyizine yaptığım peçete halkaları ve havlu süslemesi. Peçetelerin halkalarını eminönünden almıştım. Kurdelayı halkalara sardım taşları da silikon tabancası ile yapıştırdım. Havluyu Havuçla Maydonoz'un blogunda görmüştüm çok hoşuma gitmişti fikir için teşekkür ederim benim yaptığım havlu daha acemi işi oldu ama idare eder.
 
 

 

23 Ocak 2013 Çarşamba

İrmik Helvası

İrmik helvasını çok seviyorum. Birçok deneme yaptım istediğim gibi olan tek tarif bu oldu. Daha önce yaptıklarım pilav gibi tane tane olmuştu. Ben daha yapış yapış bir kıvam istiyordum.
  
 
MALZEMELER
 
1 paket irmik (Selvanın portakallı irmiğini kullandım)
100 gr margarin
1 yemek kaşığı kadar tereyağı
 
ŞERBETİ İÇİN
 
1,5 su bardağı süt
1 su bardağı su
2,5 su bardağı şeker
 
YAPILIŞI
 
İrmik ve yağları tencereye alıp yaklaşık 40-45 dk kadar kısık ateşte kavuruyoruz. (Rengi hafif kahverengiye dönene kadar) Başka bir tencerede şerbeti bir taşım kaynatıyoruz ılımaya bırakıyoruz. Kavrulan irmiğe şerbeti ilave edip kısık ateşte şerbeti çekene kadar pişiriyoruz. Altını kapatıp demlendirip servis yapıyoruz.

19 Ocak 2013 Cumartesi

Reçelli Kurabiye

 
 


 
MALZEMELER

2 yumurta sarısı ( beyazını ayır)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı pudra şekeri
1 paket margarin
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
Hindistan cevizi

YAPILIŞI

Tüm malzemeleri karıştırıp kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediyoruz. Yuvarlağın ortalarına çukur açıyoruz önce yumurta akına daha sonra hindistan cevizine batırıyoruz. Fırına atıp 10 dakika pişirip ortalarındaki çukuru elimizle bastırarak belirginleştirip pişirmeye devam ediyoruz. Piştikten sonra fırından çıkarıp ortalarına reçel koyuyoruz. Ben çilek,ayva ve şeftali reçeli kullandım.

Afiyet Olsun...


 

15 Ocak 2013 Salı

30 Yaş

Otuzuma bastım dün... Can Dündar'ın bu yazısını kendime hediye ediyorum. Otuzbeş yaş için yazmış kendisi ama 30 da bir 35 de bana göre...

İlk Yarı bitti: Hayat : 1 ... Ben : 0 ...

Ama belliydi böyle olacağı... Nicedir başlamıştı belirtiler : Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" seslendiklerinde kuşkulanmışdım ilkin... Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukda göründüğünü...

Baktım lise fotoğrafları sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış. Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş... Seyehat ve aşk yerine... Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum, içerideki uçurtmanın ipini çekercesine...

"Bizim zamanımızda" diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde -Hayret! Daha dün değilmiydi benimkisi?- Yıllar yılı dudak büktüğüm "Ölümden sonra hayat masallarını"na kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye...

İple çektiğim haziranlara sırt çevirmişim... Yaşamın orta sahasına girmişim... İrkilmişim...

*

Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan... Biri "Daha ne gördünki" diyor yüzünde papatyalarla "asıl şimdi başlıyor hayat!... Bundan sonrası rahat!" Lakin, "Buydu işte görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki... "2. yarı geçer hızla / yaşlanırsın zamanla."

Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak, "Sahi oldumu o kadar! Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler... 35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoş geldin" pankartıyla karşılamadalar...

İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: Ancak ikinci yarıda anlaşılırmış tadı; hayatın... Kavganın... Aşkın... Bense şaşkın...

Devre arası bilançolarındayım: Son dönemde, kimbilir kaç eski anıyı yaralı ele geçirdim, belleğimin derinliklerinde?... Kimbilir kaç kez kendime yakalandım, kendimden kaçarken... Ve sustum vicdan sorgularında... Aksisedamla bile dertleşmedim. Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen yediveren gülleri gibi bereketli... Sanki hayat değil, Körfez kırizi mübarek: Bir koyup, beş alıyorsun...

Yaşıyor, seviyor ve seviliyorsun... Bazense kıtlıkdan kırılıyor ortalık... Şaşırıp kalıyorsun... Oysa -herkes bilmezden gelsede- skoru belli oyunun. 30'larında dedeni ve neneni kaybediyorsun, 40'larında anneni ve babanı... Ve 70'inde kendini...

*

Şimdi devre arası / yolun yarısı... Bu güne dek ancak tanıştık hayatla... Ben O'na kendimi tanıttım... O bana kendini... Göğsüme madalya gibi dizdim hatıralarımı... (Zaferlerim onlar benim... Olgunluğumun yapı taşları...) Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı... Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım aşağı... Dönmesin diye başım... Ben istikballe arkadaşım...

*

Ne var ki yarım herşey... Hayat da yarım, sevdalar da... Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin... İhanetlerin hesabı sorulmadı... Nazım'ın dediği gibi "kopardım portakalı dalından/ama kabuğu soyulamadı/sevdalara doyulamadı..." "Doydum" diyen görmedim ki zaten ben... Hiç doyulmaz ki zaten... Lakin gelde zamana anlat bunu... Sahi nedir bu telaş, bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin...

*

Baktım ki ikinci yarı kapıda... Ve hayatın ceza sahası yakın... Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını... Acılar, sancılar bir çekmecede, sevdalar diğerinde... Bir yerde hüzünler ve korkular, bir üstte sevinçler ve kederler... Kat kat, dizi dizi dizdim kullanılmış takvimlerimi... Sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını... İlk yarı bilançom o benim: Yangında ilk kurtarılacak... Kazada ilk açılacak... Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime... "Çok mutlu olmuş, fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler, ya da "Sebepsiz alçalmış... Bile bile vurmuş kendini dağlara... " Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin... Kalanı benimle gelecek... Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatıralarımı... Reyhanlar saklayacak sırlarımı... Skoru bir tek Ege'nin suları bilecek... Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir...

Hayat : 0 ... Ben : 1 ...




12 Ocak 2013 Cumartesi

İkea Peçetelik

İkea'dan aldığım düz beyaz peçeteliğimi süsledim. Çifte kumrularımla da uyumlu oldular :)
 

9 Ocak 2013 Çarşamba

Tek Muhallebi İki Tarif

 
Etimek tatlısı sık sık yaptığım tatlılardandır. Yılbaşı akşamı annem yapmamı istemişti yapıldı afiyetle yedik. Yanındaki nefis limonlu topkeki de teyzem yapmış Teyzoşumun ellerine sağlık :) Benimde aklımda kaç zamandır balkabaklı tatlıyı yapmak vardı annem çocukken yapardı bize ama tarifini hatırlayamadı hatırlayamadığı için bende bugün etimek tatlısının muhallebisini kullanarak yaptım.
 
 
 

ETİMEK TATLISI
 
1 paket sade etimek
1 lt süt
175 gr margarin
9 yemek kaşığı toz şeker
3 küçük kahve fincanı un
1 paket vanilya
 
Çikolatalı Sos İçin;
1 su br su
1/2 su br toz şeker
1,5 yemek kaşığı nişasta
1,5 yemek kaşığı kakao
 
Etimekleri Islatmak İçin;
1 su br toz şeker
2 su br su
 
 
Öncelikle etimekleri ıslatacağımız Şerbet için; teflon bir tencereye 1 bardak toz şekeri ilave edip karemelize olana kadar kavuruyoruz. Rengi dönüp karemelize olunca 2 bardak suyu ekliyoruz şekerlerin erimesini sağlayıp kaynatıp beklemesi için bir kenara alıyoruz. Muhallebi için; margarini kaynatmadan eritip unu ilave ediyoruz hızlı hızlı karıştırarak 3-4 dk kavuruyoruz. Sütü yavaş yavaş ilave edip karıştırıyoruz toz şekeri ilave edip göz göz kaynayıncaya kadar orta ateşte sürekli karıştırarak pişiriyoruz kaynamaya başlayınca 5 dk pişirip ocağı kapatıp vanilyayı ekleyelim. Mikserle 5 dk kadar çırpalım.
Etimekleri dikdörtgen bir borcama dizip üzerine şerbeti ilave ediyoruz. Üzerine sıcak muhallebiyi ekleyip yüzeyini düzlüyoruz.  Sos İçin; su ve toz şekeri kaynatalım ayrı bir yerde nişasta ve kakaoyu 1/2 su bardağı su ile eritip kaynayan şekerli suya sürekli karıştırarak ilave edelim. Sosu da tatlının üzerine ilave edip soğumaya bırakalım. Soğuyunca buzdolabında 1-2 saat dinlendirerek servis yapalım.
 
BALKABAKLI TATLI
 
1 kg bal kabağı
1 su br toz şeker
1,5 paket pötibör bisküvi
1 paket krem şanti
1 su br süt
 
 Akşamdan balkabaklarını doğrayıp toz şekeri ilave ederek beklettim. Ertesi gün pişirdim patates ezici ile ezdim. Etimek tatlısındaki muhallebiyi pişirdim. Dikdörtgen borcama bisküvileri dizip üzerine ezmiş olduğum balkabağını ilave edip düzleştirdim üzerine muhallebiyi döküp düzleştirdim bisküviler bitene kadar işlemi tekrarlayıp en üstüne krem şantiyi hazırladım. Üzerini düzeltip dolapta dinlendirip servis yapalım.
 
Afiyet Olsun...
 
 

7 Ocak 2013 Pazartesi

Mert Eymen'in Dokuzuncu Ayı

Bebeğim dokuzuncu ayını bitirip onuncu ayına adım attı. Bakışları her geçen gün anlam kazanıyor. İstediklerini kelimelerle ifade edemiyorsa bile bakışlarıyla herşeyi anlatıyor. Babamız işden eve dönmek için sabırsızlanıyor kapıyı açıp Eymen diye seslenmesiyle Eymen'in hareket katsayısı hızla artıyor :) Senin bir gülüşün bütün yorgunluklara, uykusuzluklara değer bebeğim seni çok seviyoruz.

4 Ocak 2013 Cuma

İyi Ki Doğdun...

 
Bugün sevgili eşimin doğum günü 33. yaşına girmiş bulunmakta bu duruma ne kadar üzüldüğünü bildiğim için kendisine Mazhar Alanson'un şarkısı Ne güzel şeysin sen hep yaşın 19 Gel yanıma sar beni bugün var yarın yokuz şarkısını armağan ediyorum :) gece tam 12 olduğunda kendisine ufak bir süpriz hazırladık. Şaşırdı tabi ki :) Artan bir sevgiyle bütün bir ömrü paylaşmak dileğiyle doğum günün kutlu olsun aşkım nice yıllara...